Hest sûfi an ki şüd safvet taleb

N'ez libâs u sûf u hayyâti vü deb

Sufi saflığı talep eden , kendisini iç kirlerinden arındırandır.

Sof giymek , terzilik etmek veya vakarla ağır ağır yürümek değil...

Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.)

19 Kasım 2008

Türk atasözleri E

El eli yıkar,el yüzü yıkar (Av.Hakan İKİZLER) ( Küçük olumluk, büyük olumluluk sağlar anlamında)

  • El ağzı ile çorba içilmez.
  • El arif olur, hiyallar (Fatmana Dağdaş): El çabuk anlar.
  • El derken dudak açılır, birbirin derken birleşir (1303 doğumlu Aynımah Ünlü’den naklen Sebahat Ünlü, (1945), 22.06.2002). Birlik ve beraberliği kısaca açıklayan bir atasözü.
  • El deveyi kulağından yeder: Başkası duyduğunu hiç olmadık yere çeker.
  • El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış:
  • El elliğini, çay deliliğini eder (Fatmana Dağdaş): Her zaman akraba olmayandan iyilik görülmeyebilir.
  • El ettim ellisi, ağzı yüzü bellisi (Fatmana Dağdaş, Nisan 1980): Evlenecek kız aday çok, hem de gösterişli, güzel.
  • El gücü, sel gücü (Selahaddin Kusekenani, İran, Şarki Azerbaycan Eyaleti, (6 Haziran 1999, Beyşehir): Bir elin nesi var, iki elin sesi var anlamında. Selahaddin Bey bu ata sözünü “Birlikte bir iş görer, yahşidir. Hatmin, adam muvaffak ola.” şeklinde Azeri Türkçesi ile açıklamıştır (Said Dağdaş).
  • El kıyıdan bakar! (F. Dağdaş, 2.3.2003).
  • El olan yerde, ellik eksik olmaz! Toplulukta, başkalarının bulunduğu ortam/ortamlarda dedikodu eksik olmaz (F. Dağdaş, 9.7.2001).
  • El yetmez, güç yetmez, sarp kayada yolum var! : Çaresizim anlamında (F. Dağdaş, 22.05.2001).
  • El atına binen yaya kalır
  • El deliye, bende akıllıya muhtacım.
  • El elden üstündür.
  • El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
  • El içinde vasiyet ettik, ölmemek olmaz.
  • El kazanı ile aş kaynamaz.
  • El, kıyıdan bakar ! (F. Dağdaş'dan naklen Said dağdaş, 2.3.2003).
  • El yarası onar, dil yarası onmaz.
  • El yetmez, güç yetmez, sarp kayada yolum var! :Çaresizim anlamında (F. Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş, 22.05.2001).
  • El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanır.
  • Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz. {Rahmetli anneannem Emine Çoban (Burdur, Eskiyere Köyü) söylemişti. Ekleyen: Cengiz Özdemir, 26 Nisan 2008 Antalya}
  • Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez (Fatmana Dağdaş): Elden umma! Her zaman arzu ettiğini temin edemezsin.
  • Elden kalan, elli gün kalır (1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 5.9.2005)! Not: El kelimesindeki «e» harfi açık «e»dir. Zamanında yapılmayan iş, kalır gider. «Demir tavında yapışır!» atasözü ile benzer anlamdadır…
  • Eli dar olanın, dili kısa olur.
  • Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur.
  • Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü kırık kovalıyor.
  • Elimin ettiğini, ağzım bilir (18.5.2007, 1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! Bu elden çıkanı bu ağız bilir. Elin, yabancının pişirdiğini de anlamak kolaydır anlamında…
  • Elin iyisi olmaz, gavurun dayısı olmaz:
  • Elin hamuru ile erkek işine karışma
  • Elin ile koymadığını kaldırma.
  • Elmanın dibi göl, armudun dibi yol (olmalı).
  • Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
  • Emanet ata binen, tez iner.
  • Emanet eşeğin yuları gevşek olur.
  • Emanetin kuskunu yokuşta koparmış (F. Dağdaş)!
  • Emanetin yüreği yufka olur! (Celil Yaman, 19.04.2007)!
  • Emekten olsa, sarı öküze bıçak vurulmaz! (Durak Başer, Yozgat, Sorgun, 06. 1983).
  • En akıllısı Deli Bekir, o da kösteğiyle yatar (Mehmed Baz, H. Fevzi Zeren-Dodurgalar)):
  • Enik için köpek beslenir (10.1.2000, F. Dağdaş): Sağlayacağı faydadan dolayı, o kişiye katlanılır anlamında.
  • En iyi hafıza bile silik bir mürekkepten daha güçlü değildir.
  • Engelden döngel köhnümüyor (23.10.2007, 1964’lü Hüseyin Yaman’dan naklen 1979’lu, Bartın-Ulus’lu Celil Yaman'dan naklen Said Dağdaş)! :Öne çıkan engel/engeller sebebiyle hedefe/başarıya ulaşmak zor veya erteleniyor… “Senin evine de hala gelemedik. Engelden döngel köhnümüyor ki…„
  • Erek mi, görek mi? (31.1.2000, F. Dağdaş): Kimbilir bana nasip olur mu, ömrüm yeter mi, görür müyüm anlamında. Yaşım 75, erek mi görek mi bundan sonra?..
  • Erkek arslan arslan da, dişi arslan arslan değil mi?
  • Erkek koyun kasap dükkânına yakışır.
  • Erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır.
  • Erken kalkan nasibine kalkar (F. Dağdaş, 12.1979): Erken kalkanın, erkenden işine başlayanın kazancı bol olur.
  • Erken kalkan yol alır, küçükten evlenen döl alır (F. Dağdaş, 12. 1980): Erkenden yola çıkan menziline erken ulaşır, erken evlenen de çor çocuk sahibi olur.
  • Erken evlenen yanılmamış.
  • Esirgenen göze çöp batar. Vikisözlüğe bağlantı
  • Eski çamlar bardak oldu. Vikisözlüğe bağlantı
  • Eskiden, bir devenin yürüyüşü kaldı... (12.8.2004, 1929'lu M. Baz'dan naklen Said Dağdaş): Zaman ve şartlar, anlayışlar değişti. Yeni şartlara göre kafa yormak lazım anlamında.
  • Eşeğin canı acırsa, atı geçermiş (Hamit Erdal, 1964’lü, 7.1.2005, Kırıkkale-Delice-Hacıobası köyünden): Kişinin canı yanmaya görsün. Bütün gücünü kullanır ve daha güçlü olanı da saf dışı bırakabilir.
  • Eşeğine eremeyen, semerini dövermiş (9.1.2006, M. Baz, 1936’lı):
  • Eşek olana binen çok olur (Yüksel Erdoğan, 1967’li, 9.10.2003, Beyşehir-Gölyaka, Or. Müh.! Kendi kişiğini öne çıkarmayıp daima bir başkasının etkisinde kalan insanlar için kullanılır.
  • Eşek hoşaftan ne anlar. Suyunu içer, denesi kalır.
  • Eşek kocamakla tavla başı olmaz. Vikisözlüğe bağlantı
  • Eşek olduktan sonra semer vuran çok olur.
  • Eşek sıçtı, gönül geçti
  • Eşekler çalışır, atlar yer.
  • Eşekten at olmaz, ciğerinden aş olmaz.
  • Et tırnaktan ayrılmaz.
  • Et iyiliği dök denize, balık bilmezse Halik bilir (Fatmana Dağdaş): Kötülük görsen de iyilik yapmaktan geri durma.
  • Et şabarın hayırlı olsun (Selahaddin amca, Aslen Kırım muhaciri, 2000, yaklaşık 85 yaşında, Gazi Mah.-Ankara):
  • Et tertib, vet temkin demiş (Fatmana Dağdaş, 17.01.2000): Tedbirini al, ihmal etme anlamında.
  • Et, ekmek üstünde yakışır (20.08.2002, F. Dağdaş): Her işin bir yakışık alan yöntemi vardır.
  • Et, kemiksiz olmaz (Beşir): “İki çanak bir yerde tıngırar”! atasözü ile aynı anlamdadır. Beraberliklerde bazen şiddet de, patırtı da olur anlamında.
  • Et kokarsa tuzlanır, tuz kokarsa neylenir?
  • Etme bulun (bulursun), inileme ölün (ölürsün) (İlhan Arslan, 1971'li, Ankara-Kalecik-Uyurca köyü, 10.09.2003)! “Etme bulma dünyası“ deyimi ile aynı anlamdadır.
  • Ev danasından öküz olmaz.
  • Ev sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi. Vikisözlüğe bağlantı
  • Ev sahibinin hatırı olmazsa köpeğini dövmek kolaydır
  • Evdeki hesap çarşıya uymaz. Vikisözlüğe bağlantı
  • Eve yörük, bahçeye erik koyma (H. İbrahim Ekren, Nisan 2006, Salihli)! ? Ne demek çok açık değil…
  • Even enik gözsüz kunlar "Acele eden köpek gözgüs yavrular"
  • Evi delikli baca, milleti yalancı hoca ile hacı yıkar (F. DAĞDAŞ, Mart 1980)...
  • Evin danası evin öküzünden korkmaz.
  • Evini temiz tut, misafir gelir; kalbini temiz tut, ölüm gelir.
  • Evladı ben doğurdum ama gönlü benim değil ki...
  • Evladın var mı, derdin var!: Evladının muhakkak senin başını yoracak sorunları olur anlamında. Kızın mı var, derdin var şeklinde buna yakın anlamda da söylenmektedir.
  • Evlat! Arpa olsun, darı olsun, buğday olsun, çavdar olsun… Mendil ekmeksiz kalmasın! Kör olsun, topal olsun, sağır olsun... Yatak karısız kalmasın (Halil Ay, Dodurga, 1949’lu, Aralık 1980): Yukarı Dodurgalı Pilavcıların Süleyman Efendi dededen alınmıştır.
  • Evlenenle ev alana (yapana) Allah yardım eder.
  • Evvel mescidin içi, sonra eşiği (dışı) (S. Kusekenani, 6.6.1999): Önce kendi menfaatim, sonra başkaları anlamında. Azeri Türkçesinde “eşik” kelimesi Türkiye Türkçesinde olduğu gibi hem kapının eşiği deyiminde olduğu gibi bildiğimiz manada, hem de evin dışarısı anlamında kullanılmaktadır.
  • Evveli de bokuduk! Boka kazık dokuduk! Önceden de perişandık. Şimdi de perişanız. Hiçbir işimiz önüne gitmiyor! anlamında

Hiç yorum yok: